28 Nisan 2016 Perşembe

Oyuncu Anne ~ Şermin Çarkacı

Annelik neydi, nasıldı, öğrenilebilir bir şey miydi, kotarılabilir miydi, ne yapmak lazımdı hiç bilmiyorken şimdi izlemeye doyamadığım oğluma bakıp annelik doğal ve çok güzel bir şey diyorum. Annelik bir sınav, bir madalya yarışı değil elbette ama ben ne kadar çok şey bilirsem ve öğrenmeye devam edebilirsem kendimi o kadar iyi hissediyorum. Çünkü anneliğe adım atar atmaz sorumluluk algısı çok artıyor. O nedenle başından beri bu süreçte kitaplardan oldukça faydalandım ve faydalanmaya devam ediyorum. Ancak gerek sosyal medyada gerekse yakın çevrelerimizde annelik konusunda o kadar çok metot, görüş, çeşit çeşit doğrular var ki sanki siz farklı bir metot uygularsanız ya da çoğunluğun yaptığı bir şeyi yapmazsanız kötü anne olacaksınız. Halbuki böyle bir şey yok. Zamanla anladım ki çocuk bakımı ve oyun başlığı altında ne olursa olsun sevgiyle yapılıp gereken zaman ayrıldığında hepsi biraz çaba ile halloluyor. Bazı çözümler vardır ki Sindirella’nın ayakkabısı misali bir tek ona cuk diye uyar. Başkalarına ya büyük ya da küçük gelir. O nedenle herkesin anneliği temelde kendi çocuğuna hitap eder. Diğerleri için bir model ya da örnek olabilir en fazla.  Yapmamız gereken ise bence kendi anneliğimizi tadına vara vara en güzel şekilde yaşamak çocuğumuza da çocukluğunu en güzel şekilde yaşattırmak. Çünkü zaman çabuk geçiyor, mevsimler birbirini kovalıyor. Çocuklar hızla büyüyor. Çocukluğunu güzel anılarla hatırlasın istemem bundan. Kırlarda piknikte, kampta, deniz kenarında balıkta, sahilde bisiklette, salıncakta hatırlasın. Kendi imkanlarımız çerçevesinde evde oynadığımız oyunlarla hatırlasın. Çocuk gibi çocukluk yaşamışım diyebilsin.Anadolu’da derler ki “Boynuzu çamura bulamayan boğa, boğa değildir” O nedenle çocukla çocuklaşmadıkça onlara hitap edemez ve onlarla doğru iletişimi bir türlü kuramazsın.




Bu kitap, bilmediğimiz bir şeyden bahsetmiyor; yani yepyeni bilgilerle karşılaşmıyorsunuz okurken. Şimşekler çakıp aydınlanma yaşamıyorsunuz belki. Ama satır aralarında oldukça güzel öneriler var. İlham verici ve hadi kalk kıpırda diyen bir tonda yazılmış. Anne olmak üzerine güzel bir derleme ve örnek olabilecek aktiviteler içeriyor. 



Üç çocuk annesi olan yazar Şermin Çarkacı’ nın çocuklu hayatla ilgili olarak oflayıp puflamadan kendi deneyimlerini paylaştığı bu kitabında bazı kısımlarda kendinizi görüyorsunuz. Bu iyi hissettiriyor. Bu kitap her ne kadar çocuklar için bir aktivite kitabı olsa da aslında anne babalar için hazırlanmış bir kitap. Kitabı anne ve baba okuyacak ; edindiği bilgiler ışığında kendinden de bir şeyler katarak çocukları ile oynayacak . 
Daha çok, 2-7 yaş arasında çocuklara hitap edebilecek aktiviteler içeriyor. Rahat okunabilir sade bir dil ile yazılmış bir kitap olduğu için çok fazla kitap okumayan annelerin de sıkılmadan okuyup faydalanabileceği bir kitap. 



Kitap içerisinde oyuncu annenin kendi çocukları için uydurduğu kısa masallar var. Benzeri metoda ben de sık başvururum. Oldukça hoş masallar ve masalları oğlum da beğendi. 😉 Ayrıca kitabın sonunda on iki ayın her günü için hazırlanmış oyun önerileri var. Fikir vermesi açısından oldukça güzel .Mesela mayıs ayında çilek reçeli yapma, bir sokak hayvanını besleme, kışlıkları birlikte kaldırma gibi hoş öneriler mevcut.



Anne olmasaydım herhalde bir kutudan ev yapıp tırtılın kelebeğe dönüşmesini izlemezdim. Metamorfoz kitabi bir bilgi olarak kalırdı en fazla aklımda. Gölge oyunu üretip bütün bir hayvanat bahçesini duvarda canlandırmak için ellerimi büklüm büklüm yapmazdım. Neden yapayım ki? Ya da kola şişesinde günün birinde solucan çiftliği oluşturabileceğimi, kuşlar için kuş evi yapıp ağaçlara asacağımı hiç düşünmezdim. Belki desenli bantlardan, yüzlerce çeşit boya olduğundan, çıkartmalardan, balondan kuğu , sakız kağıdından bileklik yapılabileceğinden haberim dahi olmazdı. Etkinlikler için yumurta kutusu, karton bardak, kağıt havlu rulosu, pet şişe , süt kutusu biriktirmez salonun ortasına çadır kurup içine girip bir güzel de yatmazdım muhtemelen. Ama işte bir söz var ya “çocuklar dudaklarınızı değil, ayaklarınızı takip ederler” diye bu gerçekten de doğru. Onların mutlu olduğunu, eğleniyor olduğunu, öğreniyor olduğunu görmenin, cıvıltılarını duymanın, onlarla birlikte öğrenmenin keyfi paha biçilemez.Onların bozulmamış fıtratlarına, masumiyetlerine şahitlik etmenin huzuru ise eşsiz.

Herkese kendi annelik-babalık macerasında keyifli bir yolculuk diliyorum. Bir anne-baba ne ister? Öncelikli olarak çocuğunun can güvenliğini, huzur ve barış içinde mutlu yaşamasını değil mi? O nedenle önce bunu diliyorum ben de çocuklar için.
Anneler, babalar, ablalar, ağabeyler, okul öncesi öğretmenler, bakıcılar, torununa bakan nineler, halalar, teyzeler için bu kitabı okumalarını tavsiye edebilirim. Aynı evin içinde çocuklarından uzak yaşayan anneler babalar yok mu? Özellikle de onlara tavsiye ederim ki biraz elden akıllı telefonları bırakma ya da tv karşısından kalkma vakti. Dağıt, oyna , topla bi daha dağıt bi daha oyna  😉

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder