24 Nisan 2016 Pazar

Bahar Alerjisi

On sene kadar önce bu aylarda tanıştık onunla…
Benim doğaya sıfır çalıştığım, tempomun da keyfimin de yüksek olduğu dönemlerdi. Bir sabah art arda yedi sekiz defa hapşırarak uyanmamla başladı her şey. Neler olduğunu anlayamadan aynı anda sular seller gibi burun akıntısı, göz yaşarması, boğazımın ve kulağımın içinin en ulaşılamaz yerlerinde tatlı tatlı kaşıntıyla devam etti. Geçer sandım; geçmedi.  Her gören ya da sesimi duyan grip misin diye sormaya, ağladın mı canın mı sıkkın diye nabız yoklamaya başlamıştı. Çantamdan ceplerimden olur olmadık her yerden selpaklar fışkırıyordu. Sonra o deli burun akıntısı gitti yerini burun tıkanıklığına bıraktı. Akması mı  tıkalı olması mı hangisi daha iyiydi anlayamadım ama soluğu doktorda aldım. Grip teşhisi koydu fakat grip ilaçlarıyla geçmedi ve dahi hafiflemedi. Doğrusu vücudumda gripin yarattığı kırgınlık da yoktu  zaten. Biraz kaynak taramasıyla ben kendi kendimin teşhisini koymuştum ve şüphesiz bu alerjik bir durumdu.  Ağaç polenlerinin, çimen polenlerinin, yabani ot polenlerinin, Alternaria, Aspergillus, Cladosporium gibi küf mantarlarının, ev içi mantarlarının, kedi köpek gibi hayvansal alerjenlerin, halı yatak koltuk gibi yerlerde üreyen ev tozu akarlarının, böceklerin alerjik rinite neden olabileceğini öğrenmiştim bu şekilde. Bir sonraki adımım alerji konusunda donanımlı bir doktor araştırmak oldu. Böylece araştırarak Ankara’da alerji konusunda uzman bir doktor buldum ve deri prick testi ile nelere alerjim olduğu tespit edildi. Neden o zamana kadar bir alerji yaşamamıştım, nasıl olmuştu da birden bire ortaya çıkmıştı bilemiyorum ancak o yıldan sonraki bahar mevsimlerinde daha fazla dikkatli olmam gerektiğini böylelikle öğrenmiş oldum. Sonunda ne ile savaşmam gerektiğini biliyordum artık…


Bu kadar güzel bir mevsimin alerji mevsimi olması büyük haksızlık. Baharın geldiğini müjdeleyen koklamaya kıyılmaz manolyalar, olağanüstü güzellikteki leylak ağaçları, çiçek açan kiraz ağaçları, farklı farklı renklerde arz-ı endam eden erik ağaçları derken gözümü evlerin pencerelerinden ve komşu bahçelerden alamıyorum. Her taraf mis gibi oksijen dolu, doğa kıpır kıpır, gökyüzü baştan çıkarır şekilde mavi, sokaklarda bir hafiflik bir rahatlık. Tam kış yorgunluğu, bunalımı, sendromu çıkacak yuppii diyorsunuz bütün bu güzellikler karşısında hep tetikte olmanız gerekiyor. Bu rahatsızlık için antihistaminik haplar var aslında, içildiğinde de rahatlama sağlıyor ama kullanmak cidden cesaret istiyor. Çünkü bu minik hapların yan etkisi o kadar fazla ki beden ve ruh sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Prospektüslerini okuyunca ise ürkmemek elde değil. En basitinde yazan yan etkilerin bazıları şöyle: hipertansiyon, taşikardi, çarpıntı, bulantı, baş ağrısı, sinirlilik, sersemlik, halsizlik, karın ağrısı, farenjit, akne, kaşıntı, deri döküntüsü ürtiker ,  terleme artışı, uyku bozuklukları (ah göz kapağımı açamayacak kadar), görme bozuklukları, tat duyusu bozuklukları, vertigo,  yüz ve boyun bölgesinde kızarıklık, kulak ağrısı, çınlaması, dil rengi değişiklikleri, geçici karaciğer fonksiyon bozuklukları ve yazmadığım dahası..E daha ne olsun değil mi. Gel de kullan.


Polenlerin  iyiden iyiye coştuğu, ılık ılık rüzgarların estiği bu günlerde hap kullanımını minimuma indirmek veya mevsimi en iyi şekilde atlatmak için neler yapılmalı?  Alerji hastaları kendilerini nasıl korumalılar ve alerji ile nasıl başa çıkmalılar? Ben çok sıkışmadıkça antihistaminik ilaçlara başvurmamak için kendi önlemlerimi madde madde listeledim. Belki ihtiyacı olanlara fikir verebilir. Çünkü bu konuda ben de bir mağdur olarak epey bir yöntem deneyimledim ve işte bu on sene içinde kendimce öğrendiğim çözümler :
  • Burunu tuzlu su ile yıkamak en rahatlatıcı uygulamalardan biri. Hatta ben bazen direkt açık denizden deniz suyu temin ederek kullanıyorum. Ancak tuzlu suyun burun içini yakmaması önemli. O nedenle konsantrasyona dikkat. Yine tuzlu suyu geniz temizliği için gargaraolarak da kullanabilirsiniz. Tuzlu su içerisine bir kaç damla biberiye yağı damlatarak bu karışımı başı öne eğerek bir şırınga ile burna püskürtme yöntemi oldukça rahatlatıcı.(Güçlü bir yağ, dikkatli ve bilinçli kullanılmalı). Burun yıkamak için eczanelerde satılan aparatlar da mevcut.

  • Bu mevsimde mümkün mertebe toz, sigara dumanı, boya kokusu, parfüm, oda parfümü, egzoz, duman gibi irritanlardan uzak durmakgerekiyor. Sigaranın kendisinden ise zaten uzak durduğunuzu düşünüyorum.

  • Sıcak bir duş almak hem rahatlatıyor hem de yoğun buharla sinüsler açılıyor. Bahar döneminde alınan sıcak duş aynı zamanda dışarıda üzerinize yapışan polenlerden de sizi kurtarır. Saçların her günün sonunda yıkanması ile polenlerin yastığa geçmesi önlenmiş olur.

  • Bahar alerjilerine karşı bağışıklığınızı güçlendirmek için B kompleks vitamini, E vitamini ve C vitamini desteği almak önemli. Ben D vitaminin gücüne de inanıyorum. Tercihim kimyasal olmayan multivitamin ve mineral kompleksinden yana.

  • Polenler daha çok sabah saat 05 - 10 arasında yayıldıklarından evin öğleden sonra havalandırılması ideal. Nevresim ve havluların sık sık değişimi ise zaruri. Özellikle öksürük denen illet geceleri artıyor maalesef. O nedenle yatarken bir veya iki yastık koyarak başınızı daha dik bir konuma getirebilirsiniz. Bu gece öksürüğünü bir parça azaltacaktır.

  • Beslenmede dikkat edilmesi gereken şeyler de var tabi. Bilirsiniz çörek otunun ölümden başka her şeye şifa olduğu söylenir durur. Çörek otunu günlük öğünlerden eksik etmemek iyi bir fikir. Salataların üzerinde, peynir çeşitlerinde, yoğurtlarda, poğaçalarda, ekmek makinesinde ekmek yaparken kullanarak her gün bir şekilde tüketilebilir. Kullanmadan önce havaneli ile bir miktar ezmek daha iyi.

  • Yine salatalarda ev yapımı elma sirkesini öneririm. Çünkü potasyum düzeyini yükselten elma sirkesi akan burunlar için faydalı. Gerçi elma sirkesinin faydaları zaten inanılmaz.Tat olarak rahatsızlık vermiyorsa ara ara bir bardak suyun içerisinde bir tatlı kaşığı kadar elma sirkesi içilmesi de genel sağlık için oldukça faydalı.

  • Yoğurt ve kefir gibi probiyotik gıdaları düzenli tüketmek genel sağlık için faydalı zaten. Yoğurdunuzu da kefirinizi de kendiniz yapabilirsiniz. Son dönemde yapılan araştırmalarda,  probiyotik gıdaların alerjik burun iltihabından muzdarip bağışıklık sistemine iyi geldiği göstermiştir.Yoğurt öyle bir nimet ki, hikmeti saymakla bitmez.

  • Kırmızıbiber, soğan, zencefil ve sarımsak yemek mukuslarınıza veda etmenizde çok etkili olacaktır.

  • Ve tabi ki yeterli su içmek ve bol sıvı tüketmek çok elzem.  Su vücudunuzdaki alerjenleri ve toksinleri dışarı atar. Eğer çok fazla çay ve kahve içiyorsanız ve çok tuzlu besin tüketiyorsanız daha fazla su içmeye ihtiyacınız olabilir. Çünkü kafeinli içecekler ve fazla tuz vücudunuzdaki sıvı dengesine zarar verir. Fazla kafein ve tuz tüketiminizi azaltın. Su ve doğal meyve suları boğazınızdaki mukusu azaltmaya yardımcı olabilir. Mukusları gevşeterek, vücudun öksürerek onları atmasına yardımcı olurlar. Öksürüğün geleceğini düşündüğünüzde küçük yudumlar alabilirsiniz.Çok fazla su içmek benim için zor olduğunda ise sürahimin içerisine biraz aroma katmak adına nane yaprağı ya da tarçın çubuğu, yeşil elma, karanfil vb ekleyerek farklı tatlar ile içimi kolaylaştırıyorum.

  • Alkali besleninHızlı bir iyileşme için mukus yapan şeker ve nişasta içeren besinlerden, beyaz un, patates ve tahıllardan bir süre  uzak durmakta yarar var. Sebze çorbaları, bitki çayları, çiğ sebze ve C-vitamininden zengin maydanoz, portakal, kivi, limon gibi meyveler tüketin. Bu tür hastalıklar anında kolay ve az enerjiyle sindirilebilen ve hızlıca sisteme kazandırılan sebze ve meyvelere ağırlık verilmesi öneriliyor.

  • Biraz limon suyu ile onun iki katı balı karıştırın. Öksürük kontrolden çıkmaya başladığında bunu için.

  • Boğazınızda yara oluşumunu engellemek için ıhlamur, adaçayı, yeşil çay gibi bitki çayları için.

  • Ellerinizi her zamankinden daha sık yıkamanız ve özellikle gözlerinize sürmemeniz önemli.

  • Aktif kalın ve egzersiz yapın. Çünkü egzersiz terleme yolu ile vücudunuzdaki atıkları dışarı atarak kardiyovasküler sisteminizin güçlenmesine yardımcı oluyor. 

  • Gelelim alerjiye faydalı çeşitli bitkisel metotlara.. Her şeyden önce bitkisel tedavi deyince aklıma gelen ilk isimler Maria Treben, Niyazi Eröztürk, İbrahim Saraçoğlu, Turhan Baytop olup kitaplarını her başım sıkışınca kurcalarım. Aklıma yatarsa da ilgili metotları denerim.Bu konudaki tavsiyeler çok özetle şunlar 👇  

✔ Saman nezlesi, alerjik astım, alerjiye bağlı hapşırmaya karşı üzerlik otu tohumu kürü İbrahim Saraçoğlu’nun kitaplarında bahsettiği bir uygulamadır. Üzerlik otu tohumuna bu çok yönlü gücü veren içerdiği bronş genişletici ve solunum uyarıcı vasicinone maddesidir. Kürün uygulaması da oldukça basit. Kaynamakta olan bir litre suyun içerisine iki yemek kaşığı üzerlik otu tohumu ilave edilerek buharının iki dakika kadar teneffüs edilmesi esasına dayanıyor. Detayları internette mevcuttur mutlaka.

✔ İkinci bir bitkisel tedavi yöntemi ya da şikayetleri hafifletici metot yine Saraçoğlu’nun kitabında bahsettiği keçiboynuzu kürü. 6-7 adet keçiboynuzunun kırılarak kaynamakta olan yarım litre suya ilave edilmesi ve kısık ateşte yedi-sekiz dakika kadar kaynatılması esasına dayanıyor 3 gün boyunca buzdolabında saklanan bu su sabah kahvaltı arasında ve akşam yemeğinden önce bir çay bardağı kadar içiliyor. Bizzat denediğim ve fayda gördüğüm bir yöntem olduğu için yazmak istedim. Ayrıca organip harnup pekmezi tüketimi de benzer şekilde faydalıdır. Sofranızdan eksik etmeyin.

✔ Allerjiye sıklıkla sinüzit de eşlik edebildiği için sinüslerin boşalması içinpapatya ile buhar banyosu da önerilen metotlar arasında. 2 yemek kaşığı mayıs ya da alman papatyasını 1 litre kadar suya ekleyin. Kısık ateşte azıcık kaynadıktan sonra alıp 5 dk kadar başınız üzerine havlu örterek buğusunu derin derin soluyun. Denediğim ve rahatladığımı hissettiğim bir metot.

✔ Yine alerjiye karşı direnç kazanmak için hem Saraçoğlu’nun kitabında hem Maria Treben’in kitaplarında ısırgan çayı kürü önerilmektedir. Çok lezzetli olmasa da yapımı oldukça basit. Bir su bardağı suya bir tutam ısırganın üç dakika kadar ağzı kapalı kaynatılması ve ılıdıktan sonra süzülmesi ile hazırlanır. Aç karna sabah ve akşam bir çay bardağı içilebiliyor. Tabi ben bunları yol göstermek adına yazıyorum. Lütfen detaylı araştırmadan iyice öğrenmeden uygulamayın. Çünkü bitkisel tedavi düşünüldüğü kadar masum olmayabilir. Farklı bir hastalığınız var ise örneğin tansiyon, vb uygun olmayabilir.


Hepinize bahar alerjisiz baharlar diliyorum.  🍁 🌷 🌼 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder