13 Temmuz 2015 Pazartesi

Rembetiko

Bahçesinde limon ağaçları olan, Selanik göçmeni bir ailenin işlettiği, özenle restore edilmiş ve incelikle dekore edilmiş hep oturup sohbet etmekten haz aldığımız mütevazi cafenin verandasındayız. Hani bazen olur ya konuşacak çok şey olup bir türlü giriş bölümüne başlanamayan bir tıkanıklık anı.. işte öyle bir sessizlik aramızda. Bazı kaçınılmaz haberleri insan nasıl vereceğini hiç bilemiyor, anlıyorum. “Senden çok şey öğrendim” diye giriyor cümleye. Bu cümlenin az sonra iş için uzak şehirlere taşınma haberine ve akabinde de sık sık geleceğim tesellisine bağlanacağını bilmiyorum.. Arka fonda Rembetiko çalıyor.

Rembetiko Türkiye’de yaşayan ve Mübadele yıllarında Lozan Antlaşması gereğince Türkiye’yi terk edip Yunanistan’a göç etmek zorunda kalan Rumların bu süreçte yüz yüze kaldıkları yoksulluk, işsizlik gibi ayakta kalma mücadelelerinden ve sevdiklerinden, evlerinden  ayrı kalmak, umutsuzluk, özlem  gibi acılarından beslenen dokunaklı bir müzik türüdür. Düşünsenize çocuklar, anneler, babalar , akrabalar ayrıldı birbirinden.. İnsanlar kimliklerini, alışkanlıklarını, isimlerini bırakmak zorunda kaldılar.
Gün  geçtikçe bilinirliği artsa da bu tür  içerisinde hala pek çok keşfedilmeyi bekleyen o yılların hüznünü, acizliğini taşıyan parçalar vardır.  Rembetikonun ana çalgısı bağlama ve buzikidir.Zamanla gitar da eşlik etmiştir. Rembetikonun asıl taşıyıcıları alt tabakadan insanlardır ve biraz da bu sebeple ilk yıllarında müzikal anlamda çok gelişememiştir ve yeraltı müziği olarak icra edildiği görülmektedir. Görünürde eğlendiriyor gibi görünen bir müzik gibi algılansa da derinlerinde yoğun bir keder taşır. Çünkü bu insanların elinde rembetikoları hariç hiç bir eğlenceleri kalmamıştır. Daha ziyade meyhanelerde, hapishanelerde çalınıp söyleniyordu. Ancak zamanla Yunanistan’ın kent merkezinde göçmen işadamlarınca açılan müzikli kahvelerde çalınıp söylenmeye başlandı. Müzik bu süreçten sonra daha zenginleşerek müzikalitesi iyileşmiştir. Böylece meyhanelerin ve hapishanelerin sınırlı çevresinden kurtulan rebet müziği pek çok ilave duygu ile de zenginleşerek daha geniş kitlelerin müziği haline gelmiştir. Bu yıllarda yaklaşık 500.000 kadar Yunanlı’nın Amerika’ya göç etmesiyle de Rembetiko, yayılma dönemini sürdürmüştür. Amerika’da buldukları kayıt teknolojisinden faydalanan Yunanlılar, Rembetiko şarkısılarını kendi kurdukları şirketlerde kaydetmişlerdir.
Çok sayılmaz bir asır önce aynı topraklar üzerinde benzer ezgilerle büyüyen iki halkın torunlarıyız.Ve ben de bizim taş plakların tadını aldığım bu müziği dinlemekten keyif alıyorum.
Bir gün savaş bitti..ve herkes müziğine geri döndü.
Ve biz yürekten dostlukların mesafelere yenik düşemeyeceğini ispatladık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder