İşten çıkmışsın, oh yarın da off günü izinlisin, pür neşe eve geliyorsun. Enerji maksimum. Yavrucukla mıncırmalar, öpüşmeler , yuvarlanmalar falan.. Erkek çocuğu böyle severken resmen birbirimizi hırpalıyoruz.Sırtı ter içinde kalıyor, kalbi pat küt çarparak bütün kanı yanaklara pompalıyor, yanakları kıpkırmızı kesiliyor. Uyumadan önceki birlikte geçirebileceğimiz zaman dilimi çok uzun değil o yüzden dolu dolu geçirmeye programlıyız. Kudurmacalı oyunu bi kenara bırakıp önce ödevlere bir göz atıyorum afferim verildiği kadarı yapılmış eksik fazla bişi yok. “Ödev yapmicammm” sendromu yok. Vakit kaybetmeden “satranç oynayalım” diyor. "Tabii oğlum" diyorum. Taşları diziyor ama adam mızıkçı, ben taşlarını bir bir aldıkça derin bir memnuniyetsizlik duyuyor didişip duruyoruz. Sonu gelmeden oyun bitiyor. İmdadıma mutfak işleri yetişirken yavrucuğu ikinci enerji salınımı için babasına teslim ediyorum. Kim ne derse desin, ne kadar yorucu olursa olsun çocuk büyülü güzel bir şey.
Bir süredir okul ve öğretmenler hakkında ne bulursak okuyoruz. Günümüz okullarının genel yapısına bir baktığımızda gördüğümüz senaryo aynı.Sıklıkla öğrencilere edilgen olmayı ve ısrarla dersleri iyi bir şekilde dinlemeyi öğretmeye çalışıyoruz. Ev ortamında da bu edilgen süreç devam ediyor. Çünkü dersleri başında oturma süresi ile öğrenme arasında bir korelasyon olduğunu düşünen ebeveynlerin sayısı azımsanamayacak kadar çok. Gelecekteki mutluluğumuzun göstergesi olarak okuldaki akademik başarılarımız gösteriliyor. O nedenle bu ezberi bozacak türden kitapları daha bir seviyorum .İşte bu kitaplardan biri de “Yaratık Öğretmen” Bu akşam bitirdik ve bizde etkisi uzun süreceğe benziyor.
Özgün adı Creature Teacher olan bu kitabı Sam Watkins yazmış ve David O’Connell resimlemiş.Çevirisi ise Kıvanç Güney’e ait.
Sınıfta kontrolden çıkan bir şey var.. ve bu kez öğrenciler değil
Hikayenin kahramanı Jack ve Bay Hyde. Jack yeni okuluna nakil olur ve kaderin cilvesine bakın ki eş zamanlı olarak öğretmen dayanmayan yaramaz 5-B sınıfına yeni bir öğretmen yani Bay Hyde atanır. Jack ve Bay Hyde okul müdiresinin kapısında daha kim olduklarını bilmeden yan yana tedirgin bir şekilde beklerken birbirleriyle ilk sohbetlerini ederler. Müdireyle tanıştıklarında her ikisi de Bayan Blunt’un ne kadar korkunç ve sinir bozucu bir insan olduğunu düşünürler. Çünkü Bayan Blunt çok kuralcıdır ve kurallara uymayan öğrencilere taş taşıtarak kayadan tepe yaptırır !! Hatta sınıfa 141 berbat kuraldan oluşan kocaman bir kurallar listesi asmış ve ertesi gün olacak olan Kurucular Gününde 5-B sınıfının bu kurallar listesinden oluşan bir şarkıyı söylemeleri için görevlendirmiştir. Ama haylaz 5-B sınıfı provalarda çok geride kalmış ve yarına da yetiştirmeleri neredeyse imkansızdır.İlk derslerinin sonunda anlarlar ki Bay Hyde oldukça eğlenceli ve o zamana kadar karşılaştıkları öğretmenlerden de çok farklıdır. Çocuklarla birlikte dans eder, yoga yapar, fen dersinde Güneş sistemini anlatmak için sınıfa görkemli bir güneş sistemi kurar, ay taşı kurabiyeleri bile yapar. Fakat Barnaby adında bir öğrenci vardır ve şekerleme yememesi gerekiyordur. Çünkü şeker ve çikolata yediğinde aşırı hareketlenip sanki bir enerji patlaması yaşar, düz duvara tırmanan bir haylaza dönüşür. İşte müdirenin gözdesi ve okulun en sevimsiz kızı Amelia, Barnaby nin bu özelliğini bilir ve tetiklemek için ona kasten çikolata ve şekerlemeler ikram eder. Bunları mideye indiren Barnaby ise enerjisini kontrol edemez ve Bay Hyde in yaptığı güneş sistemi maketinin canını okur, yerle bir eder. İşte o zaman üzüntü ve öfkelenmeyle birlikte Bay Hyde neredeyse Mars kadar kızarır ve ayak uçlarından saçlarına kadar parlamaya başlar.Ardından havai fişek gibi patlayarak gürültülü bir gaz çıkarışıyla dıbıl dıbıl dıbıl diye sesler çıkaran küçük tüylü bir yaratığa dönüşür.
Çocuklar resmen şok olurlar fakat şoku hızla atlatmaları ve bu küçük yaratığa dönüşen öğretmenleri Bay Hyde’ı saklamaları şarttır. Çünkü müdire hanım bunu öğrenmemelidir. Çocuklar inanılmaz bir şekilde organize olarak iş birliği içinde bu durumu çözmeye çalışırlar ve bunu da başarırlar. Çünkü öğretmenlerini gerçekten sevmişlerdir ve onu kaybetmek istemezler.
Kitaptaki kahraman olan çocukların her birinin bambaşka özellikleri ve yetenekleri vardır.Bu yeteneklerini ön plana çıkararak organize bir şekilde bu sorunun nasıl üstesinden geldikleri matrak bir şekilde anlatılmış.
Öğrenci -öğretmen ilişkileri etrafında dönen olaylarda çoğunlukla arkadaşlar arası iletişime ve işbirliğine değinilirken Jack ve sınıf arkadaşlarının ortak bir amaç uğruna attıkları adımlar,inisiyatif kullanma, risk alma yetenekleri ve mücadeleleri gözler önüne seriliyor. Engeller karşısında asla pes etmeyen bu cesur çocukların öyküsü sadece genç okurlara değil, yetişkinlere de esinverecektir.
Bir çırpıda okunan bu kitapta Sam Watkins’in eğlenceli üslubu ile öğrencilerin serüveni sürüklüyor. Resimlerinde ise David O’Connell in neşeli ve espirili çizimleri göz dolduruyor.
Anlatımı karmaşık olmayan, büyük fontlu ve pek çok sayfası eğlenceli resimlerle desteklenen bu kitabı biz sevdik ve ilkokuldaki tüm çocuklar için ve dahi öğretmeninden pek hoşlanmayan cüceler için tavsiye ederim. Bu kitabı sadece çocuklar değil, çocuk edebiyatı meraklısı yetişkinler, özellikle öğretmenler ve hatta çocuk kitabı yazıyorum diye geçinip çocuklara ille mesaj verme kaygısı güden yazarlar da okumalı ve ilham almalı diye düşünüyorum.
Değinmeden geçemeyeceğim bir konu da kitapta bölüm başlıklarının birer tabela şeklinde tasarlanmış olması eğlenceli olmuş. Çünkü bu tabelalar içinde kurallar yazılmış.Ama her kurala da müdahale edilmiş, üstü çizilip karalanmış ve öğrencilerin gözünden düzeltilmiş.
Sanıyorum ki bu kitabın ardından Bay Hyde ve öğrencileri yeni serüvenlerle okuyucularıyla birlikte olacak. Ve muhtemelen bu ilk kitapta tanıtılan çocuklar baş rolde olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder