Diyordu ki çiçek görmeden, durmadan, duyumsamadan tekrarlardan ibaret bir hale dönüştürüyorsunuz yaşamı. Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkıyor aynı yollardan geçerken hep aynı tarafa bakıyorsunuz. Aynı şarkıları dinleyeceğiniz kulaklığınızı kulağınıza takıyor ya da hep aynı tür kitapları kurcalıyorsunuz. Saçınızı dahi farklı bir şekilde kestirmeye cesaret edemeyip aynı stilde kalıyor, aynı kıyafetleri kombin yapıyorsunuz. Rutinliğin güvenli limanlarından sıyıramıyorsunuz kendinizi.
Haklıydı çiçek. Düzenli ve riski düşük bir yaşamın ön koşuluydu bu gidişat..Oysa görülecek gün batımları var, seyredilecek manolyalar var, kabileden kovulma riskini göze alabilen insanlar var ..
Manolyanın bugün bana hatırlattığı şiir
Ancak arada bir gerçekten yaşayacaksın :duygusal olarak “unutulmaz bir an” denenyaşam aralıklarından birinde, tam kendin olarak,tam kendisiyle yüzyüze geldiğin bir başka kişiylebirlikte, birşey yaşadığında (bir sevinç, bir acı…)— o zaman gerçekten yaşarsın.ama bu “an”ları son derece seyrek yaşarsın(kimi insanlar –çoğunluk?– bunları hiç yaşamazbelki); son derece de kısa… Gene de, bunların sağladığıanlam yoğunluğu, yaşamının bütün geriye kalan çölünü yeşertmeye yetecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder